Daha önce de bazı yazılarımda vurgulamıştım; Antalya, imar kaynaklı rahatsızlıklar ve tartışmaların en yoğun olduğu illerden biri. Bunun nedeni, Antalya’nın çok değerli bir coğrafya olması, bu coğrafyada kamu yararını gözetmek yerine özel imar düzenlemeleri ile kişiye-kişilere rantlar sağlanması.
Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın, özellikle de Büyükşehir Belediye Meclisi’nde çoğunluğun CHP’ye geçmesinden sonra, ‘‘kişilere özel’’ denilen bu tür düzenlemelerin ve onların yol açtığı tartışmaların önemli ölçüde azalması, hatta bitmesi beklenirdi, bekleniyordu.
Adında ‘‘halk’’, amblemindeki oklardan biri ‘‘halkçılık’’ olan; kendisini ‘‘sosyal demokrat’’ olarak konumlandıran bir partinin yönetimindeki belediyenden başka ne beklenir?
Ne var ki beklenen olmadı, olmuyor.
Seçime girerken Güzeloba Çağlayan’daki kat artışlı rezidans iznini tartışıyorduk. Seçim bitti, rezidans inşaatı aldı başını gitti.
Peşinden Kepez ilçesi Fabrikalar Mahallesi’ndeki KİPA arazisine özel, mevcut iki katlı binaların yerine 15 katlı rezidans yapılmasıyla ilgili imar değişikliği gündeme geldi. Kepez ve Büyükşehir belediye meclislerinde oybirliğiyle kabul edilen karar sert eleştirilere neden oldu. Bölge sakinlerinden ve sivil toplum kuruluşlarından itirazlar geldi.
Tepkilerin artması üzerine itirazların görüşülüp karara bağlanması ertelenmişti. İtirazlar, Antalya Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 10 Şubat’taki oturumunda ele alındı.
Ve…
CHP’li üyelerin oylarıyla itirazlar reddedilerek, imar değişikliği onaylandı. AKP’li ve MHP’li üyeler karara muhalefet etti. Artık ‘‘kayıkçı kavgası’’ denilen türden danışıklı dövüş mü, canı gönülden bir itiraz mı bilmiyorum.
İmar değişikliğinin oybirliğiyle kabul edilmesi, ‘‘AKP-CHP rant kardeşliği’’ başlığıyla haberleştirilmiş; CHP Antalya İl Başkanlığı bu başlığa çok bozulmuştu. Rezidans işi kardeşsiz sonuca bağlandığı göre, artık ‘‘rant ağalığı’’ söz konusu. CHP İl Başkanlığı’nda birileri belki ‘‘rant ağalığı’’na da köpürecek ama…
‘‘Halkçılık’’, ‘‘sosyal demokratlık’’ böyle yerlerde sürünecekse…
‘‘Beni güldürmeyen bu dünya yansın!..’’