Bir turizm markası olarak Amsterdam Pride

Hollanda dünyada yüzölçümü bakımından 134’üncü (41 bin 850 kilometrekare), nüfus bakımından 67’inci (yaklaşık 18 milyon) olmasına karşın, ekonomik büyüklük bakımından (2024 verileri) 17’inci sırada yer alıyor.

Yüz ölçümü ve nüfusuna göre hatırı sayılır düzeyde turist ağırlıyor. Turizmde de Amsterdam başı çekiyor. Hollanda'da (özellikle Amsterdam'da) otel konaklamalarında yüzde 9 KDV, yüzde 7 şehir vergisi ve kişi başı ek 3 euro turizm vergisi uygulanıyor. Bu vergilere ve turist geceleme sayısını 20 milyonda tutma kararına rağmen 2024 yılında turist geceleme sayısının 23 ila 26 milyon arasında olduğu tahmin ediliyor.

Dünya Turizm Örgütü verilerinde Hollanda’nın yıllık turizm geliri 14 milyar dolar civarında görünüyor ama gecelik konaklama ücretinin ortalama hostellerde bile 100 euronun üzerinde olduğu düşünülünce, bu biraz düşük kalıyor. Mağazaların, yeme içme mekanlarının, müzelerin doluluğu bir yana…

Peki bu nasıl oluyor?

Kentin fiziki yapısı dahil, iyi korunmuş, gayet iyi sergilenen kültür varlıkları. Böyle bir ortamda başkasının haklarına hukukuna saygılı olmak koşuluyla dilediğince eğlenme olanağı, neredeyse kesintisiz, çoğu zaman birbiriyle çakışan, bazıları uluslararası marka haline gelmiş etkinlikler.

TIKLIM TIKLIM EĞLENEN KENT

Sadece, dünyadaki önemli LGBTQI+ etkinliklerinden biri olan ‘‘Pride (Gurur, Onur) Amsterdam’’da gördüklerimi örnek olarak anlatacağım. Çünkü bir haftada pek çok turizm bölgesinin bir aylık kazancını sağlamış olabilir.

26 Temmuz’da Onur Yürüyüşü’yle başlayan etkinliğe 500 binden fazla insanın katıldığı tahmin ediliyor. Kanal geçişi, yaklaşık 6 kilometrelik bir hatta yapıldı. Teknelerin geçtiği kanalların çevresi tıklım insan doluydu, o kanalların iki kıyısında da itiş kakış adım atılabiliyordu. Geçişe itfaiyecisinden askerine, polisinden zabıtasına, sağlıkçısından din adamlarına her meslek grubunu ve bazı kurumları temsilen katılım oldu.

Gece yapılan sokak partilerinde, eğlence alanlarına girebilmek için dakikalarca kuyrukta bekleniyordu.

12.00’da başlayıp 17.00’da sona eren kanal geçişi süresince onlarca sağlık görevlisi, ikişer kişilik ekipler halinde sırtlarında ilk yardım ekipmanıyla kalabalık arasında gezinip durdu.

Alkollü alkolsüz içecek su gibi aktı, sadece Amsterdam Pride teknelerinin geçti kanal çevresinde değil, o güzergaha yakın sokaklar, oralardaki barların önlerin adeta konser alanı ve dans pistine dönüştü.

Bisikletli, atlı, arabalı polis ekipleri sabahtan gece yarılarına kadar güvenlik için çalıştı. Nefretli, öfkeli bir yaklaşım, hatta bir bakış yoktu. Kendileriyle fotoğraf çektirmek isteyenlere tebessümle yaklaşıyor, dansa davet edenlere el çırparak katılıyordu.

Geçişin yapıldığı kanalların en az iki kilometrelik kesimini izlemeye çalıştım, manzara bu idi. Şunu itiraf edeyim: Etkinliğin sonuna doğru bir polis müdahalesi gördüm; üniformalı bir memur, bir kızcağızın eline yara bandı yapıştırıyordu. Muhtemelen bira şişesi veya kutusu açarken elini kestirmiş olmalıydı…

İşin sırrı ne?

BAŞKANLARDAN AÇIK DESTEK

Vitrinde oturanların yetim hakkı dahil, her tür haltı yiyip nefret ve ayrıştırma söylemleriyle dikkatleri dağıtmak, yerine barıştırma ve birleştirme gayretiyle hareket etmesi.

Örnek mi?

Amsterdam Belediye Başkanı Femke Halsema… Etkinliğin açılışında “Amsterdam, bugün yalnızca bir şenlik değil, bir ilke gösteriyor: Özgürlük, sınır tanımaz. Kimin kimi sevdiği, nasıl giyindiği ya da ne hissettiği üzerinden yargılanmadığı bir toplumun mümkün olduğunu gösteriyoruz. Bu, sadece bir kutlama değil, bir çağrıdır: Herkes için eşitlik!” dedi.

Bir başka önemli il olan Utrecht’in Belediye Başkanı Sharon Dijksma bireysel olarak katılarak destek verdi ve bir botta eşcinsellerle birlikte oturdu.

EŞ ZAMANLI FESTİVAL

Bir not daha… Amsterdam’da Pride’ın son üç günüyle çakışan bir başka etkinlik daha vardı; Dekmantel Festival… Amsterdam Bos’ta yapılan bu tekno müzik festivaline de biletli olmasına karşın inanılmaz bir katılım vardı. İnsanlar saatler önce bisikletle akın akın festival alanına gidiyordu.

mustaydn@gmail.com