Uzun yıllar Antalya'da siyaset sahnesinde yer almış hukukçu ve eski MHP ile eski İYİ Parti Antalya İl Başkanı Nizamettin Sağır, Tele 1'de katıldığı Akdeniz Saati programında 4–5 Temmuz tarihlerinde başlayan ve süregiden rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasını değerlendirdi.
“Rüşvet verilen kadar rüşvet verdiğini itiraf edenlerin de yaptırımla karşılaşması gerekiyor”
Belediyelere yönelik ya da başka kamu kurumlarına yönelik birçok yolsuzluk soruşturmasını izledik. Yolsuzluk soruşturmasından farklı bir soruşturma ile karşı karşıyayız. Klasik yolsuzluk soruşturması dışında bir yol ile karşı karşıyayız.
Bir suç işlendiğine ilişkin bir ihbar aldığında delil toplar, teknik takip yapar, deliller toplandıktan sonra düğmeye basılır failler gözaltına alınır. Belediyelere yapılan operasyonlarda iki suç çıkar, biri ihalelere fesat karıştırma ile menfaat temin etmek, ikincisi de rüşvet suçları ile ilgili operasyonlar.
Antalya’daki operasyonlar Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in oğlu aracılığı ile rüşvet aldığı iddiası ile başladı. Sayın Böcek tutuklandı, oğlu tutuklandı. Antalya İl Emniyet Müdürü bu soruşturma ile bağlantılı olduğu iddiası ile tutuklandı.
Suç rüşvet. Büyükşehir Belediye Başkanına rüşvet verdiği iddia edilen iki isim var: Yusuf Yadoğlu ve Bülent Çeker. İkisi de tutuksuz, sadece ifadeleri var. Rüşvet suçunun bir alanı vardır, bir vereni vardır. Rüşvet verilmesi için bir kamu görevlisinin görevinin gereğini yapması ya da yapmaması karşılığında para, menfaat temin etmesi gerekir. Hangi konu bilmiyoruz. Rüşvet unsurunun suçları oluşmuş mu bilmiyoruz. Soruşturmada gizlilik var.
Manavgat’ta belediye başkanları otel sahiplerinden rüşvet almak iddiasıyla tutuklandı. Otel sahipleri neden rüşvet veriyor? Çünkü imara aykırı yapılaşmaları ve kanunsuz işgalleri var. Bu tür yolsuzlukları kapattırmak için belediyelere rüşvet veriyorlar; rüşvet alanı soruşturduğun kadar, rüşvet vermek için suç işlemiş olanlara yaptırım uygulamalısınız. Parayı alanı değil vereni de soruşturun, o zaman karşınıza AK Parti’ye yakın isimler çıkacak.
"CHP'ye kapatma davası açmak için delil toplanıyor"
Antalya’da yapılan operasyonla diğer illerde yapılan CHP’li belediyelere yapılan operasyonlara baktığımda, buna benzer resim diğer illerde de var; sanki belediye başkanlarına ve yetkililerine yönelik yolsuzluk operasyonundan ziyade bu operasyonlar aracılığı ile başka bir hedefe yönelik delil toplama operasyonu olarak görülüyor. Yaklaşık beş aydır tüm Türkiye CHP’li belediyelerin karıştığı parasal ilişkilerle ilgili yolsuzluk suçlamaları ile karşı karşıya. Hepsini toparlarsanız, Adıyaman, Antalya, İzmir, İstanbul, Manavgat dersiniz ki bu parti parasal suçlar ve yolsuzluk suçları konusunda suçun odağı hâline gelmiş bir parti diye acaba bir parti kapatma gerekçesi oluşturacak deliller mi oluşturuyor diye düşündürüyor.
AK Partili ve geçmişte Refah Partisi'nin kapatılması için açılan davalarda Türkiye Cumhuriyeti Anayasasını dini esaslara dayanarak değiştirme suçu iddiası vardı. HADEP veya onun devamı partilerin kapatılması sürecinde de bölücü terör faaliyetlerinin odağı olma suçu iddiası vardı. Bir suçun odağı hâline gelmek; yolsuzluk suçlarının odağı hâline gelmek. Bunun ipuçlarını ben Sayın Cumhurbaşkanı’nın açıklamalarında görüyorum. Bu parti suça batıyor gibi algı yaratan açıklamalar var.
Muhittin Böcek’in CHP genel merkezine para götürdüğü yönünde iddialar yazılmaya başlandı. Bu iddialardaki para miktarlarının kaynağı olabilecek iki hadise var; bunlardan biri imar rantları. Bu kadar büyük parayı toparlayabilmeniz için yolsuzluk faaliyetine girdiyseniz gerçekten doğruysa, bu para genel merkeze gönderildiyse bu parayı kimden alabilirsiniz. İmar yolsuzluğu yaptığınız isimlerden alabilirsiniz. Bunu deşmeye kalktığınızda kimlerle karşı karşıya geleceğinizi biliyorsunuz.
“Soruşturma derinleşirse AK Partili iş insanları ve siyasetçiler çıkabilir”
İzleyicilerimizin şunu bilmesi gerekiyor: Antalya’da bugün Muhittin Böcek’e yapılan operasyon CHP’ye yapılan operasyon olarak değerlendirilirse sonuca ulaşması lazım. Bir yerde tıkandı kaldı. Böcek’in bütün önemli bürokratlarının neredeyse tamamı, çalıştığı iş adamları CHP’li değil; AK Partili iş insanları ile çalışıyor.
Biri “rüşvet verdim” diyor, siz o rüşvet iddiası ile emniyet müdürünü, belediye başkanını tutukluyorsunuz ama rüşvet veren yok. Büyük bir para söz konusu ise paranın kaynağı kim? Paraların kaynağına ulaşılması lazım. Rüşvet verilen paranın kaynağı neresi? Sosyal medyada Abdurrahman Dilipak turizmci eski bakanları işaret ediyor; Antalya’daki soruşturmanın uzanabileceği yerlerle ilgili. Antalyalılar biliyor hangi bakanın kimlerle ilişkili olduğunu. Antalya’da konuşulan dedikoduları Dilipak Ankara’dan söylüyor.
"Antalya'da kamu kaynağından menfaat sağlama yeni değil"
Antalya’da yolsuzluk, kamu kaynaklarının şahsi menfaat için kullanılması yeni değil. Bazen yolsuzluk bazen usulsüzlük iddialarını dile getirdik: Boğaçay’ından kum çalınması. Halen çalınıyor. Derenin ıslahı sırasında o zeminden toplananlar kamu kaynaklarında kullanılabilir, özel sektörün faaliyetlerinde kullanılamaz. Biz bunu dile getiriyoruz, suç duyurusunda bulunuyoruz, takipsizlik ile karşılaşıyoruz.