Antalya Haber

10 günde 1 dinlenmeye turizm işçisi ne diyor?

Turizm sektöründe çalışan işçiler, haftalık izin haklarını 'esneten' yeni yasayla birlikte fiilen izinsiz çalışmanın artık yasal hale getirildiğini söylüyor. Uygulamanın diğer iş kollarına da sıçrayabileceği uyarısında bulunuluyor

Loading...


Turizm sektöründe kayıt dışılık, mevsimsellik, güvencesizlik ve örgütsüzlük gibi sorunlar çözülmeden sürerken, şimdi de çalışanların haftalık iznine ilişkin düzenlemeyle yeni bir tartışma başladı. Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren yeni yasayla birlikte, turizm çalışanları ‘gerektiğinde’ 10 gün boyunca aralıksız çalıştırılabilecek. Sendikalar ve emek örgütleri, bu düzenlemenin işçinin anayasal dinlenme hakkına aykırı olduğunu vurgularken, turizm sektöründeki sömürü koşullarının artık “yasal kılıf” altına alındığını savunuyor.

Görüş alınmadan çıkarıldı

Düzenleme kamuoyuna sunulmadan, kamuoyunda tartışılmadan, tarafların görüşü alınmadan hazırlandı ve yürürlüğe girdi.Diğer taraftan konuyla ilgili ana muhalefet partisi CHP'den Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşçıer dışında ciddi bir itiraz duyulmadı. Turizmin Başkenti Antalya milletvekillerinin düzenlemeye dair bir açıklaması henüz duyulmadı.

Dev Turizm-İş Sendikası Genel Sekreteri Gökhan Aslan, süreci “yangından mal kaçırır gibi” yürütüldüğünü söyleyerek şöyle konuştu:

“Ne sendikalara ne kurullara danışıldı. Bu haliyle işçilerin dinlenme hakkı fiilen ortadan kaldırılıyor.”

Patronlar Meclis’te örgütlü, işçiler örgütsüz

Türkiye'de turizm sektöründe çalışan işçilerin yalnızca yüzde 3’ü sendikalı. Turizmin Başkenti olarak nitelendirilen Antalya'da 1 Mayıs İşçi Bayramı'nda turizm işçilerini görmek pek mümkün olmuyor. Bu düşük örgütlülük oranı, sektörü yeni uygulamalar için adeta bir ‘pilot alan’a dönüştürüyor. Türkiye İşçi Partisi Merkez Yürütme Kurulu üyesi ve aynı zamanda turizm işçisi olan Yunus Başaran, düzenlemeyi şöyle yorumladı:

“ Neticede Turizm bakanı otel sahibi, tur şirketi sahibi. Turizm patronları iktidar muhalefet ayırt etmeden Meclis'te vekil. Kimse işçilerin çıkarını düşünmüyor. Bu Meclis algoritmasından turizm emekçisinin lehine bir düzenleme çıkacağını düşünmek haya olur"

Başaran, sektörde işçilerin zaten yoğun sezonda izinlerinin sık sık iptal edildiğini, fazla mesai ile çalıştıklarını, fazla mesai ücretlerini de alamadıklarını, düzenleme ile fiili durumun yasalaşıp, işçinin ağır çalışma koşullarında karşılaştığı haksızlıklarla hukuki mücadelesinin de önünü kapattığını savunuyor.

“Zaten izinsiz çalışıyoruz”

Turizm işçilerinin büyük çoğunluğu, sezonda fiilen izin kullanamıyor. Bayramlar gibi yoğun dönemlerde izin iptalleri yaygın. Sezon boyunca günlük 12 saate kadar çıkan mesai süreleriyle çalışan işçiler, şimdi bu uzun süreleri daha az izinle telafi etmek zorunda kalacak.

Turizm çalışanları ile konuyu görüşmek zor. Çünkü konuşmaya başlasalar mevcut çalışma koşullarından şikayet edecekler, yani çalıştıkları yerlerden. Sistematik yıldırmanın ağır olduğunu ve işlerini kaybetme korkuları olduğunu söyleyerek kimlikleriyle konuşmayı tercih etmiyor çoğu.

Turizm çalışanları Mehmet Özgür Önen ve Servet Avşaroğlu işten arka kalan çok değerli ve sınırlı saatlerini ayırıyor ve Kapalı Yol'da buluşuyoruz. Konuşmaya başlar başlamaz "Zaten sezon içinde izinler iptal ediliyordu. Şimdi bu uygulama yasal hale geldi.” sözleriyle düzenlemeyi yorumluyorlar.

Önen, turizm sektöründe yöneticilik yapanların işçilerin de izinlerini birleştirmek için izinsiz çalışma talebinde bulunduğu argümanına “Turizm işçisi zaten kışın işsiz neden izinlerini birleştirmek için izinsiz çalışmayı talep etsin? sorusuyla cevap veriyor.

Bu koşullarda çalışmaya kaliteli hizmet mümkün mü?

Bu kadar yoğun ve uzun çalışıp iyi hizmet verdiğinizi, gülümseyerek müşteriye yaklaşabilmeniz mümkün oluyor mu diye soruyoruz. Avşaroğlu 'Hayır, diyor. Bu yüzden pek çok hata da yapılıyor. Ben de otellerde aşçılık yapıyorum ve Bolu Kartalkaya'daki yangının bir sebebin de aşçının yorgunluğundan kaynaklandığını düşünüyorum" değerlendirmesini yapıyor.

"İki işte çift vardiya çalışan işçilerin durumu daha vahim olacak"

Avşaroğlu, turizm sektöründe uzun mesai, iptal edilen izinlerin yanında ülkenin içinde bulunduğu ekonomik koşullardan dolayı, Antalya'da pek çok turizm işçisinin iki yerde birden çift mesai çalıştığını öne sürüyor:

"Birçok turizm işçisi çift iş yapıyor, sekiz dört bir yere gidiyor, dört oniki yakındaki başka otele gidiyor. patron diyor ki ben işçi bulamıyorum, işçi de diyor ki bana para yetmiyor. Yeterli ücret olsaydı, bugün turizm sektöründe çalışan insan sayısı bu kadar az olmaz ,hem de bu işçiler iki yerde çalışmazdı. bu işçiler izinlerini haftada aynı güne denk getirmeye çalışıyor. 18 saat çalışan insana 6 saat kalıyor. bu insan 6 saatte uyku mu uyusun, duş mu alsın, yemek mi yesin, bir film mi izlesin, sosyalleşsin mi? şimdi 10 +1'de ne olacak? onların durumu daha da vahim."

Diğer sektörlere de sıçrayabilir mi?

Dev Turizm-İş Genel Sekreteri Gökhan Aslan, düzenlemenin yalnızca turizmle sınırlı kalmayabileceği uyarısında bulunuyor:

“Bu yasa şimdilik turizm işçilerini kapsıyor gibi görünse de diğer sektörlere emsal gösterilmesi an meselesi. Turizm örgütsüzlüğün en yoğun olduğu sektör. Burada uygulanan her şey diğer iş kolları için model hâline getirilebilir.”

Yunus Başaran da turizm sektörünün diğer sektörler için pilot uygulama olarak denenmek istediğini savunuyor. Önen ve Avşaroğlu turizm sektöründe yatırımları olan iş insanlarının inşaat ve başka üretim alanlarında da faaliyetleri olduğuna işaret ederek, burada elde ettikleri avantajları diğer sektörler de elde etmek isteyeceklerdir" yorumunu yapıyorlar.

Anayasa Mahkemesi’ne taşınacak

İş hukuku uzmanları, düzenlemenin anayasanın 50. maddesinde güvence altına alınan dinlenme hakkına aykırı olduğunu değerlendiriyor. Sendikaların, düzenlemenin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurması bekleniyor.

Türkiye İşçi Partisi Antalya İl Başkanlığı 16 Temmuz Çarşamba günü Kültür ve Turizm Bakanlığı Antalya İl Müdürlüğü'nde saat 16:00'da bir basın açıklaması yapacak.