“Orman yangını, ne tahrip eder ne geliştirir” diyen TOD Batı Akdeniz Şube Başkanı; “Yangın sadece değiştirir ve bu değişime karar veren biziz.” diyerek, insan öncesi dönemlerde dahi orman yangınlarının olduğunu, ilk çağdan bu yana gerek avcılığı gerek tarımı kolaylaştırmak için insanların ormanları yakmaya bir sebep bulduğunu söyledi.
“Ormandaki bitki ve hayvan türleri, yangını dikkate alarak gelişmiştir.” diyen Neyişçi, “Şayet yangınla başedebilecek yöntemleri geliştirmemiş olsalardı, bugün ne kızılçam ormanı görebilirdik ne makilik alan, Sibirya’daki ormanlar bile 300 senede bir defa yanarlar yani yangın her bölgede her zaman vardır, oradaki bitki ve hayvanlar da yangınla ilgili önemli bilgi ve deneyime sahipler.” dedi.
“Orman yangınını anlamadığımız için yönetmeyi de bilmiyoruz.” diye sözlerine devam eden Ekolog Tuncay Neyişçi, helikopterler kullanmaya başladık ve son yıllarda orman yangınları daha da büyüyor diyerek, orman yangınına müdahaledeki yöntemleri eleştirdi.
Türkiye’de orman yangını konusunda seksen yıldan bu yana istatistiklerin kullanıldığını dile getiren Neyişçi, seksen yılın ortalamasına göre, ülkemizde her sene 2 bin yangın çıktığını ve bu yangınlar sonucunda 10 ile 20 bin hektar arasında ormanın yandığını açıklayarak; “Bu durum bize orman yangınları ile beraber yaşamaya alışmamız gerektiğini gösteriyor.” dedi.
Yangınla mücadelede sivil toplum örgütlerinin desteğinin de önemine değinen Neyişçi, büyük bir bölümü insanlar sebebiyle oluşan ve yönetilmesi gereken bu olayda, sivil toplumun yani insanların desteğini almadan başarılı olma fikrinin doğru olmadığını söyledi.
Çalıştığımız dönemde, orman köylülerinin, orman yaşam birliğinin parçası olarak kabul edip, öyle davrandığımızda daha az yangınla karşılaştık